Ajans Yalova
Yalova'ya dair herşey!

Avni Kurt’tan veryansın

0 138

2014-2019 yılları arasında Çınarcık Belediye Başkanı olarak görev yapan CHP’li Avni Kurt, mevcut belediyenin iktisadi anlamda aralıksız bir kış yaşadığını ve borç çukurunun günden güne derinleştiğini söyledi.

Kurt, “Ben; hamd olsun, belediye başkanı olarak görev yaptığım beş yıl boyunca, tüm personellerimin maaşını rötarsız ve eksiksiz bir şekilde ödedim. Teşrik-i mesai yaptığım, her gün göz göze geldiğim personellerimi hiçbir zaman mağdur etmedim” dedi. 

2014-2019 yılları arasında Çınarcık Belediye Başkanı olarak görev yapan CHP’li Avni Kurt, belediyenin mevcut durumu hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Kurt, “14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhuriyet Halk Parti’mize ve Cumhurbaşkanı Adayımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na göstermiş olduğu yüksek teveccühten ötürü, Çınarcık halkımıza teşekkürlerimi ifade ediyorum. Yanı sıra; partimizin önümüzdeki günlerde başlayacak olan olağan kongre sürecinin demokratik zeminde ve olgunlukla gerçekleşmesi, sonuçlarının partimize hayırlar getirmesi dileğimi ifade etmek istiyorum. Malumunuz, kış mevsimleri yazlık kentlerin belediyelerinin maddi açıdan en çok zorluk çektikleri dönemlerdir. Bunun çok basit bir nedeni vardır. O da, kent popülasyonunun azalmasına paralel olarak belediyenin gelirlerinin de azalmasıdır. Gelin görün ki, Çınarcık Belediyesi dört yıldır (iktisadi anlamda) aralıksız bir kış yaşıyor. Belediyenin borç çukuru günden güne derinleşirken; belediye personeline düzenli maaş ödenmemesi, kurum içindeki huzursuzluğu günden güne derinleştiriyor. Kaderin cilvesi ki, zamanında şahsımı itibarsızlaştırmak için ‘krediyle maaş ödediğimi’ söyleyenler; bugün ne bankadan kredi çekebilecek durumdalar, ne de düzenli maaş ödeyebiliyorlar. Çınarcık Belediye Başkanı Sn. Numan Soyer’in 4 yıldır maaşını düzensiz yatırdığı ve kimisinin icralık olduğu personellerin, tıpkı Soyer gibi, bakmakla yükümlü oldukları aileleri var. Kışın ısıttıkları evleri, okula gönderdikleri çocukları, mutfak giderleri, kiraları, faturaları var. Acaba Başkanımız, Çınaraltı’nda arkasına yaslanıp fincan fincan kahve içerken, hiç aklına bunlar geliyor mudur? İçinde bulunduğumuz temmuz ayında İller Bankası’nın belediyelere göndereceği para, önceki aya göre yüzde 118 daha fazla olacak. Peki, kasasına, önceki aya göre çok daha fazla para girecek olan Çınarcık Belediyesi’nin başındaki zat, 10 Temmuz’da personellerin hesabına tam maaş yatıracak mı? Bunu, önümüzdeki günlerde göreceğiz…Bu arada, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’na maaşsız giren personel, Kurban Bayramı’na da -ne yazık ki- maaşsız girdi. Bunu da ayrıca belirtmek istedim. Ben; hamd olsun, belediye başkanı olarak görev yaptığım beş yıl boyunca, tüm personellerimin maaşını rötarsız ve eksiksiz bir şekilde ödedim. Teşrik-i mesai yaptığım, her gün göz göze geldiğim personellerimi hiçbir zaman mağdur etmedim” dedi.

“Bana kalırsa, Soyer’in asistana değil, sağduyuya ihtiyacı var”

Personelin maaş sıkıntısı bir kenarda dururken, 200’e yakın insanın belediyede işe alındığını ve daha da alım yapılacağı yönünde söylentiler olduğunu belirten Kurt, “İnsanlara ekmek vermeye, prensip olarak hiçbir itirazım yok. Ama şu yaman çelişkiye şiddetle itirazım var: Bu personel alımlarını yapan Soyer; seçim döneminde şahsımı, gerçekleştirdiğim personel alımları nedeniyle eleştirmişti. “Kalorifer peteklerinin üzerinde bile personel var.” demişti.

Şimdilerde ise belediyedeki odalar; iş çıkışı saatlerindeki Hacıosman Metrosu gibi, tıka basa dolu, oturacak yer yok. Personel alımı yapılabilir. Bu çok doğal. Lakin hevesle işe giren, her ay düzenli maaş alacağını uman personeli de mağdur etmemek, hayal kırıklığına uğratmamak ve kanunu da çiğnememek gerekir. İlgili kanun maddesi şu şekilde: 

“İdarelerin, şirket personeli de dahil yıllık toplam personel giderleri, idarenin gerçekleşen en son yıl bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde 40’ını aşamaz… Yeni personel alımı nedeniyle bu oranın aşılması sebebiyle oluşacak kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren hesaplanacak kanunî faiziyle birlikte belediye başkanından tahsil edilir. Personelin her türlü alacakları zamanında ve öncelikle ödenir.” 

Çınarcık Belediyesi’nin 2022 yılı toplam personel gideri, 44 milyon 207 bin 185,32 TL’dir. Aynı yıl, ‘yeniden değerlendirilmiş gelir’ ise, 85 milyon 876 bin 683,47 TL olmuştur. Bu rakamın yüzde 40’ı, 34 milyon 350 bin 673,39 TL’dir. Dolayısıyla aşılan tutar, 9 milyon 856 bin 511,93 TL’dir. Personel alımı yapacaksan, bunu, bütçenin izin verdiği ölçüde yapacaksın. Kanundan hareketle sorulması gereken soru şu: Numan Soyer, kanunu hiçe sayarak sebep olduğu kamu zararını faiziyle ödeyecek mi? Soyer’in kanunu çiğneyerek işe aldığı personeller arasında, ‘başkanlık asistanı’ pozisyonunda iki kişinin olduğu bilgisine ulaştım. Bir belediye başkanının asistanı ne iş yapar, açıkçası bilmiyorum. Böyle bir pozisyona ihtiyaç var mı, o da ayrı bir tartışma konusu… Bana kalırsa, Soyer’in asistana değil, sağduyuya ihtiyacı var. Personel konusunda dikkat çekmek istediğim bir diğer tuhaflık da, kimi personellerin işe gitmeden maaş almalarıdır… Ey halkım! Kursağından geçirdiği lokmayı, emeğine ve alnındaki tere borçlu olan güzel halkım! Sen bir asgari ücret için her gün saatlerce canın çıkana kadar çalışırken, bir emekli maaşı için yıllarca çalışmışken; birilerinin, işe gitmeden, evinde oturarak, sokaklarda gezerek (senin ödediğin emlak vergisiyle, senin ödediğin su faturasıyla…) maaş almasını, içine sindirebiliyor musun? Kabul edebiliyor musun? Bu, adalet mi? Takdiri sana bırakıyorum. O asistanların ve işe gitmeden maaş alan personellerin aldığı paranın her kuruşunda; Taşliman’ın, Karpuzdere’nin, Çamlık’ın, Harmanlar’ın, Hasanbaba’nın parke taşsız sokaklarında, kaldırımsız caddelerinde oturan, dört gözle hizmet bekleyen vatandaşların hakkı var. Evinin yakınlarında salıncağıyla sallanabildiği, çocukluk aktivitelerini yerine getirebildiği bir parkı dahi olmayan küçücük çocuğun hakkı var. FIFA standartlarında stat vaat ettiğiniz (ama vaadinizi gerçekleştirmenizin mucizelere kaldığı) Çınarcık’ın gençlerinin hakkı var.  Sözün kısası, tüm Çınarcık halkının hakkı var” şeklinde konuştu.

“Ay Deresi’ne köklü çözüm getirilmedi”

Lostra salonunun yanı başında yaşanan çökme sonrasında, derenin üzerindeki betonun kaldırıldığını ve derede ıslah çalışması yapıldığını ancak ne acayiptir ki, dere doğduğu yerden başlanılarak ıslah edilmedi; salt üçte birinin ıslah edilmesi yeğlendi ifadelerini kullanan önceki dönem Çınarcık Belediye Başkanı Avni Kurt, “Kentin kalbinden geçen Ay Deresi’ne köklü bir çözüm getirmek yerine, geçici bir çözümle durumu idare etme yolunu seçtiler. Yaranın bir kısmına dikiş atıldı. Yaranın geri kalan kısmında, yarın öbür gün bir sıkıntının nüks etmesi olasıdır. Islah eksik yapıldığı gibi, derenin denize döküldüğü, Çınarcık’ın en işlek noktası olan alanda ‘ucube’ bir köprü kuruldu. Esprilere konu olan bu ‘biçimsiz’ köprünün, aynı zamanda çok ciddi tepkilere de sebep olduğunu söylemeliyim. Orada; ebeveynlerin bebek arabalarıyla, engellilerin akülü arabalarıyla rahatlıkla kullanabildikleri, güzel, kentimize yakışır bir köprü kurulabilirdi. Öte yandan, söz konusu dereye, etrafının güvenlik şeridiyle kapatılmamış olmasından ötürü bir vatandaşımızın düştüğünü üzülerek öğrendik. Kendisine buradan geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Umarım sağlık durumu iyidir. Bu arada, bu derenin, bizim dönemimizde ıslah edilmesiyle ilgili ihalesinin yapılıp protokolünün imzalandığını, fakat çeşitli nedenlerle bu ıslahın hayata geçirilmediğini de bir dipnot olarak ifade edeyim. Büyük deprem felaketinden saatler sonra gerçekleşen Çınarcık Belediye Meclisi toplantısının gündeminde, imar planında revizyon yapılmasını içeren bir madde vardı. Binlerce bina enkaz yığınına dönmüşken; tüm Türkiye, bu deprem ve imar felaketi nedeniyle yas tutarken, imar planını revize edip birçok yapıda kat artışı yapmak, konuşulacak/görüşülecek konu muydu? Betonlar insanlara mezar olmuştu, ama bazıları beton aşkından bir türlü sarfınazar etmiyordu. ‘Resmi’ verilere göre 50 bin insanın ölümüne yol açan bir deprem felaketinin yaşandığı bir ülkenin, deprem riski bulunan bir bölgesinde yer alan bir ilçesinin yerel yönetiminin imar konusunda hassas ve temkinli olması gerekmez mi?” diye konuştu.

“Bol keseden atan siyasetçileri hiç sevmem”

Sayın Başkan, 14 Mayıs’taki seçime birkaç gün kala Çınaraltı Çay Bahçesi’nde yaptığı basın açıklamasında; yukarıda bahsi geçen imar planı revizyonunu, merkezi yönetim nezdinde yaptıkları girişimlerle onaylattıklarını söylediğini belirten Kurt, “Bunu bir müjde olarak takdim etti. Yanı sıra, 4 yıl boyunca bir türlü neticeye vardıramadığı master projelerinin hangi aşamalarda olduğu hakkında bilgiler verdi. Doğrusunu söylemek gerekirse, borçlar enginlere sığmadığı gibi, projeler de 5 yıla sığmayacak gibi duruyor. Koca 4 yıl içerisinde, marina projesinin sadece etüt ve sondaj çalışmaları yapılabilmiş. Soyer, açıklamasında; “Stat bittikten hemen sonra, Gençlik ve Spor Merkezi’ne başlayacağız” dedi.  Peki, “Önce onu bitireceğiz.” dediği stat projesinde, onca zaman içinde kaç arpa boyu yol kat edildi? Numan Soyer’in bir master projeyi bitirmesi için, daha kaç yıl, kaç dönem görev yapması gerekiyor? Anlatılan, aslında bir masaldı… Bu masal, dört yıldır dinlediğimiz, dinlemekten bizar olduğumuz bir masaldı. Peki ya gerçekler nelerdi? Gerçekler aslında apaçık ortadaydı. 4 yılı aşkın süre zarfında, hiçbir master projenin gerçekleştirilememiş, vatandaşın hizmetine sunulamamış olması, bir gerçekti. Çınarcık Belediyesi’nin borçlarının çok ciddi ölçüde arttığı, bir gerçekti. İller Bankası’nın, (emekli personellere ödenecek tazminat için tanıdığı bir kredi olan) kredisini iptal ettiği, bankaların birlikte çalışmak istemeyip anlaşmasını feshettiği Çınarcık Belediyesi’nin itibar kaybı uğradığı, bir gerçekti. Ama olsun, fotoğrafa iyi tarafından bakalım: Marinamız olmasa da, FIFA standartlarında bir stadımız olmasa da, Gençlik ve Spor Merkezi’miz olmasa da, balık satış noktamız oldu. Koca bir beş yılın, başka bir deyişle ‘altın dönemin’ akılda kalan en büyük icraatı, taze istavritlerin satıldığı dükkanlar olacak herhalde. İstavriti severim ama bol keseden atan siyasetçileri hiç sevmem. Ömrümün kalan kısmı boyunca da sevmeyeceğim. Güya, ‘Ulaşım Master Planı’ da pandemi nedeniyle ertelenmişti. Acaba pandemi hala bitmedi mi?” ifadelerini kullandı.

“Belediyenin milyonları havaya uçtu”

Çınarcık Belediye Başkanı Numan Soyer’in, 2022’nin yaz başında, ‘Bir milyon kişiyi yaz mevsiminde ağırlayacağız’ şeklinde bir demeç verdiğini hatırlatan önceli dönem Belediye Başkanı Kurt, “Bu yaz için vereceği rakamı henüz duymadık. Eminim yine milyonlar havalarda uçuşacak. Belediyenin milyonlarını da havaya uçurdu zaten. Günümüzün Çınarcık’ına, yazın bir milyon kişinin geleceğini söylemek, abartılı bir şaka olabilir ancak. Umarım, belediyenin borç artışında tarihi bir ivme yakalayan Sayın Başkan’ın, giderayak haciz memurlarını, alacaklı kurumların avukatlarını belediyede ağırlaması, şakadan öte bir gerçek olmaz. Yüzlerce milyonluk projelerle rüzgar estiren Soyer; öyle bir hale geldi ki, itfaiye personellerinin elbiselerini dahi borçla alıyor. Halka, yeni itfaiye binası vaat eden bir Başkan’ın; belediyeyi, itfaiye personelinin elbiselerini veresiyeyle alacak hale getirmesi, çok dramatik bir durum olsa gerek. Kültür Merkezi ve Küçük Sanayi Sitesi vaatleri de, ‘kuru sıkı’ vaatler zincirinin halkalarıydı. Ayrıca “Uluslararası spor müsabakaları düzenlenecek.” şeklinde de bir vaadi vardı. Arkadaşımız; ‘uluslararası’ işlerdense, ‘sokaklar arası’ çöpleri toplatmaya çalışsa, yerel işleri enikonu yapmaya çalışsa, hem kendisi hem de Çınarcık için daha hayırlı olacaktır kanımca. Bütün bunların yanı sıra, Çınarcık Belediyesi’nin dünü ve bugünü arasındaki gözle görülür iktisadi (bütçe açığı, borçlar) farklılığı, veriler ışığında ortaya koymak istiyorum. Öncelikle bütçe açığına bakalım. 2014 yılında, 378 bin 829 gibi tölere edilebilir seviyede bir açık veren, 2015 ve 2017 yıllarında ise, bütçe fazlası veren Çınarcık Belediyesi’nin; Numan Soyer’in görev süresi boyunca, bütçe fazlası vermesi şöyle dursun, bütçe açığı ciddi ölçüde büyümüştür. Soyer’in ilk görev yılı olan 2019 yılında, 6 milyon 649 bin 520 TL bütçe açığı veren Çınarcık Belediyesi’nin 2020’de bu açığı, 7 milyon 116 bin 406 TL’ye çıkmış, 2021’de bu rakam 10 milyonu bulurken, 2022 yılında 15 milyonu aşmıştır. Keza (çoğu benden önceki dönemlere ait olan ve büyük bir kısmını yapılandırdığım), 60 milyona yakın borçla devrettiğim Çınarcık Belediyesi’nin güncel borcu da, 150 milyonu aşmış durumda. (*Çınarcık Belediyesi 2022 yılı Faaliyet Raporu’na göre, belediyenin 31 Aralık 2022 tarihi itibari ile borç toplamı 98.370.995,30 TL’dir. Bu rakama, personele ödenmeyen maaşlar ve Personel LTD. Şirketi ile ÇIN.BEL’in borçlarının dahil olmadığını, bu borçların faaliyet raporunda belirtilmediğini ifade etmeliyim. Bu rakamların eklenmesi ile, toplam borcun 150 milyon TL’nin üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz.) Tüm bu veriler, belediyenin iç denetim raporlarına dayanmaktadır. Numan Soyer’in, arkasında ismimin yazılı olduğu Çınarcık kartlarını dahi yenileyememesi, belediyedeki mali bunalımın ne boyutta olduğuna dair bir ipucu vermiyor mu aslında? Kartları yenileyemeyince, biletli ulaşıma geri döndüler. Bu süreçte, aldığım duyumlardan en şaşırtıcı olanı; Başkan’ın ekibinde yer alan bir kişinin Çınarcık Kart’ların arkasındaki Avni Kurt yazısını jiletle kazımak gibi ‘kreatif’ bir fikir önerdiği idi. Neyse ki bu fikri uygulamaya geçirmediler. Velev ki, Çınarcık kartların üzerinden ismimi kazıdınız. Peki ya o ismi; evine kadar yeni su hattı ulaştırdığımız, her akşam yürüdüğü sahili aydınlattığımız, yürüdüğü kaldırımları yaptığımız, sokağına parke taşı döşediğimiz, çocuğu için parklar yaptığımız,  okuluna kütüphane, İngilizce sınıf ve daha birçok şey yaptığımız, bir telefon kadar yakın olup,  Nazım’ın deyimiyle  ‘bir orman gibi kardeşçe’ bu kentte yaşadığımız,  birçok araç alımı yaparak filosunu güçlendirdiğimiz belediye ile hizmet verdiğimiz,  suyu kesilmesin diye su deposu yaptığımız, ödüllü barınakla hizmet verdiğimiz, hastalandığında hastane koridorlarında soluğu aldığımız, derdini derdimiz olarak gördüğümüz, tribünde birlikte tezahürat yapıp cenazede birlikte yas tuttuğumuz(…) İnsanların gönüllerinden nasıl kazıyacaksınız? Buna kudretiniz yeter mi?” dedi.

“Sorun hala ve hala çözülmedi”

Poyraz Caddesi’ndeki heyelan sorununa dair de birkaç şey söyleyen Kurt, “Sorun hala ve hala çözülmedi. “Bize konuyla ilgili ne sözler verildi. Kaymakamlık, belediye olaya el atacaktı. Biz ne olacağız? Ne yapabiliriz?” diye soruyor bölgedeki vatandaş. Birçok vatandaş endişeli ve konuyla ilgili adım atılmasını bekliyor. Bu konuda, Numan Soyer ve güvendiği dağlar olan, Ankara’nın koridorlarında birlikte yürüdüğü vekilleri 4 yılda ne yaptı? Sayın Numan Soyer’in seçim dönemindeki bir mitinginde, AKP’li genç vekil, “Ortaburun’daki göletin çevresini ekoturizme açacağız.” şeklinde bir vaatte bulunmuştu. Hatta, “Tarım bakan yardımcısından gerekli sözleri aldık.” dahi demişti. Her gün evinden camisine giden, Ortaburunlu gariban Ahmet amcaya soralım isterseniz: “Ekoturizmden memnun musun? Bizim, ihtiyaç üzerine hayata geçirdiğimiz Yeni Mezarlık’ın alan olarak önemli bir bölümü dolmuş durumda…Sayın Başkan’ın öncelikli ihtiyaçlar gündeminde, mezarlık konusu var mı acaba? Yaşayanlara yapamadığı hizmeti, ölülerimize yapacak mı? Vatandaşa ‘su borcunuzu ödeyin’ diye mesaj atan Çınarcık Belediyesi’nin Başkanı olan Numan Soyer’in, Çınarcık Belediyesi’ni (benim dönemimde alacaklı olduğumuz) Yeşil Körfez Su Birliği’ne borçlandırması, birliğe ödeme yapmaması, bir paradoks değil midir? Peki Soyer’in ‘yönetmeye çalıştığı’ Çınarcık Belediyesi giderek kan kaybederken, proje gerçekleştiremezken, bünyesine kanuna uygun olmayan şekilde personel katarken, heyelanı çözemezken, personele düzenli maaş ödeyemezken, bir kazma kürek alamayacak kadar maddi açıdan hareket alanı daralırken, temizlik konusunda sınıfta kalırken; bütün bunlar yaşanırken, Başkan’ın sözüm ona danışmanı ne yaptı? Başkan’a ne gibi tavsiyelerde, ikazlarda, akıl vermelerde bulundu? “2000’li Yıllarda Türkiye’de Yerel Yönetimlerde Reform” adlı kitapta, “Belediyeciliğin dönüşümü ve İstanbul’un yeniden ihyası: Erdoğan yönetimi (1994-1998)” başlıklı bir yazı yazmış olan danışmanımız; acaba bize, Çınarcık Belediyesi’nin Numan Soyer döneminde yaşadığı dönüşümü anlatabilir mi? Belediyenin kasasının nasıl da ‘tam takır kuru bakır’ hale geldiğinin hikayesini anlatabilir mi? Çöpleri dahi toplanamayan Çınarcık’ın yaşadığı ihyayı anlatabilir mi? Personellerinin tam ve gününde maaş alamadığı, bayrama dahi maaşsız girdikleri Çınarcık Belediyesi’nden, maaşını günü güne alan danışmanımız; bankanın önünde beklerken, parayı çekerken, parayı cüzdanına koyarken, acaba vicdanı sızlamıyor mudur? Cüzdanı dolarken vicdanı ne durumdadır?” şeklinde konuştu.

“31 Mart yerel seçimi hayati önem taşıyor”

Vicdan konusunda söylenecek çok şey olduğunu Çınarcık halkına sahte rakamlar açıklanan mitinglerde, Başkan’ın iki dudağı ile mikrofonu arasında sıkışıp kaldı vicdan ifadelerini kullanan Avni Kurt, “Kaybetme ihtimalinden ödleri kopup oyları yeniden saydırtmayanların, mazbatayı teslim alıp poz verdikleri adliye önünde yerin dibine girdi vicdan. Ellerine süpürge verilecek kızların listesinin hazırlandığı, konuşulduğu masalarda, sigara dumanları arasında kaybolup gitti vicdan. Kocasını, iki de bir görev yerini değiştirerek cezalandıran, gerekçe olarak da hanımına ‘canım öyle istedi’ diyen Başkan’ın ‘adaletsiz’ kılıcıyla yaralandı vicdan. Cezalandırılan o personel ki; Soyer ve danışmanı tarafından hazırlanan, meydana asılacağı vaat edilen sahte borç rakamlarının yer aldığı pankarta -diretmelerine rağmen- imza atmadı. Onurlu bir duruş sergiledi. Bugünün Çınarcık Belediyesi; bütün tekerlekleri patlak, farları yanmayan (yani önünü göremeyen), kasasında ağır bir yük (borç yükü) olan bir kamyona benziyor.  Teşbihte hata olmaz. Aslında Numan Soyer’in belediye başkanlığı döneminde yaşananları; üniversitelerin ‘Yerel Yönetimler’ bölümü öğrencilerine, “Bir belediye nasıl yönetilmemesi gerekir?” başlığıyla ders olarak anlatmak gerekir. Numan Soyer’in, dev ekrandan yaptığı, ‘vay be’ dedirten proje sunumlarından geriye, yazları doğru düzgün ilaçlama yapılmadığı için kenti kuşatma altına alan ‘sivrisinekler’ kaldı. Yüreğimizde hayal kırıklığı, derimizde ise sinek izleri. 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan yerel seçim, Çınarcık’ın geleceği açısından bir hayli önem arz etmektedir. İnancım ve ümidim o ki, 1 Nisan’dan itibaren bu kentte çok güzel şeyler olacak. Hizmet yolculuğumu, bütün zorluklara rağmen bıraktığım yerden devam ettireceğim. Tıpkı Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi, “Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var.” Caddeler, sokaklar pislik içinde… Belediye borç içinde… Belediye personeli endişe içinde… Vatandaş isyanlarda… Sabır, tükenmenin eşiğinde… Öfke, taşmak üzere olan tencerenin içinde… Umut ise; bulutların arkasında, dikenli çalıların arasında, sandıktaki zarfın içinde, yüreklerin bir köşesinde… Göreceksiniz: Çınarcık Belediyesi’nin üzerine çöken bu kışı, yaza çevireceğiz. Kimsenin ekmeğiyle oynamayı asla ve asla aklımızın ucundan dahi geçirmemekle birlikte, personelin maaş sorununu ivedilikle çözüme kavuşturacağız. Sevdalısı olduğumuz bu kentin belediyesini, zümrüdü anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğuracağız. Vaktiyle zifiri karanlıktan geçilmeyen sahillerimizi ışıl ışıl yaptığımız gibi, Çınarcık Belediyesi’ne de ışıl ışıl günler yaşatacağız. Saydırmadıkları oylarla gelenler, bin kez dahi sayılsa yine değişmeyecek olan oylarla gidecek. Haksızlıkla gelen, adaletle gidecek” diyerek sözlerini tamamladı.

Bir Cevap Yazın



Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz. Kabul et Daha Fazla Oku