Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yalova Milletvekili Tahsin Becan’ın 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 24. yıl dönümü vesilesiyle, Yalova’da yaşanan riskler ve eksiklikler konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Becan, geçmişteki acıları anımsarken, son 20 yıldır iktidarda olan hükümetin depremle ilgili ciddi adımlar atmadığını ve benzer hataları tekrarladığını belirtti. Becan, Türkiye’nin deprem riski taşıyan bir ülke olduğunu vurgulayarak, “Deprem değil bina öldürür anlayışıyla hareket edilmesi, bu gerçeğe göre önlem alınması ve politika geliştirilmesi gerekliyken, “helalleşme” ve “barış” adı altında çıkartılan imar aflarıyla yeni facialara davetiye çıkartıldığı görülmektedir. Son olarak 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler, bu gerçeğin en açık göstergesidir” dedi.
Becan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2021 yılında açıklanan “Bina ve Konut Nitelikleri Araştırması” verilerine atıfta bulunarak, Yalova’da ikamet eden hanehalkı sayısının 95 bin 95 olduğunu belirtti. Verilere göre, 2000 yılı öncesinde inşa edilen binalarda yaşayan hanehalkı sayısının 42 bin 552 olduğuna işaret eden Becan, Türkiye genelinde ortalama hanehalkı büyüklüğünün 3,17 kişi olduğunu hatırlattı. Becan, “Yalova’da çağdaş deprem yönetmeliklerine uygunluğu tartışmalı olan ve 2000 yılından önce inşa edilen konutlarda yaklaşık en az 135 bin kişinin yaşadığı ortaya çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle Yalova nüfusunun yüzde 46’sı olası bir büyük Marmara Depremi’nde doğrudan risk altındadır” diye konuştu.
Zaman daralıyor
Becan, son 20 yıldır iktidarda olan hükümetin “yapı güçlendirme” ve “dönüşüm” çalışmalarında yetersiz kaldığını belirtti. Depremin etkilerini minimize etmek adına depreme dayanıklı olmayan binaların güçlendirilmesinin temel bir gereklilik olduğunu ifade etti. Vekil Becan sözlerine şöyle devam etti:
“Büyük depremden 24 yıl sonra bile Yalova’da riskli bölgelerdeki binaların can kayıplarını en aza indirecek şekilde güçlendirilmediği, kentsel dönüşüm yerine rantsal bölüşüm kaygılarının öne plana çıktığı, “imar barışı” adı altında yasalaştırılan aflarla çürük yapılara ruhsat verildiği bir gerçektir. Merkezi hükümetin yapı güçlendirme ve dönüşüm politikaları bakımından rantı önceleyen bir politika izlemesi sebebiyle kararlılık göstermeyişi ve denetim mekanizmalarını oluşturmaması Yalova’da 1980 ve öncesinde inşa edilmiş binalarda yaşayan vatandaşların güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Bu binalarda yaklaşık 26 bin kişinin yaşadığı düşünülmektedir. Bu bakımdan olası bir depremde yaşanacak can kayıplarının sorumlusu bellidir.”
Ayrıca, afet sonrası kriz yönetimi eksikliği ve altyapı sorunlarının Yalova’nın büyük bir depremde yalnız kalabileceğini ortaya koyduğunu ifade etti. Becan, buna ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Karşı karşıya olduğumuz büyük Marmara Depremi’nin ülkemizin altından kalkmasının mümkün olmadığı kadar altyapı, ulaşım, lojistik ve arama-kurtarma sorunlarına yol açacağı bilim insanları tarafından sürekli gündeme getirilirken, İstanbul-Bursa-Kocaeli üçgeninde ulaşım olanakları bakımından en elverişsiz konumda bulunan Yalova’nın büyük bir afet karşısında bir başına kalacağı anlaşılmaktadır. Bir felaket anında etkili bir yardım ve kurtarma operasyonu için sağlam altyapı ve ulaşım ağı gereklidir. Ancak, merkezi hükümetin Yalova’da altyapı yatırımları ve ulaşım ağlarını geliştirme konusunda yeterli çabayı göstermemiş olması, afet sonrası yardım operasyonlarını olumsuz etkileyecektir. Bir can kurtarmanın bile önemli olduğu en kritik saatlerde koca bir şehrin günlerce yardımdan mahrum kalacak olması felaketin boyutlarını artıracaktır.”
Becan, sonuç olarak hükümetin vatandaşların güvenliği ve refahı için daha etkili adımlar atması gerektiğini belirterek, Cumhuriyet Halk Partisi olarak vatandaşların güvenliği ve refahı için çözüm önerileri sunmaya ve gereken adımların atılması için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
