Ülkemizde resmi rakamlara göre 4 milyon, gayr-ı resmi rakamlara göre ise 6 milyon civarında Suriyeli ve Iraklı mülteci var…
Bunların büyük bir kısmı da çocuk…
Ve tabii ki bu çocuklar da okula gitmeli…
İkide bir sistem, müfredat ve bakan değiştirilmesi sonucu zaten Arap saçına dönmüş olan mekanizma, devletin temel görevi sayılan eğitim hakkını temin etmek ilkesi nedeni ile iyice içinden çıkılmaz bir hale gelmiş maalesef…
“Ah şu okullar olmasaydı ne güzel idare ederdim eğitimi” dediği rivayet edilen bir dönemin efsane bakanı Hasan Ali Yücel bu günlerde yaşasa ne yapardı acaba…
Daha kendi çocuklarımıza bile kaliteli ve çağın gereklerine uygun eğitimi verme becerisini gösterememişken, üzerine 1 milyon civarında yabancı öğrenci dahil oluyor sisteme…
İşin kötüsü, biz vatandaşların gördüğü ve çok iyi analiz ettiği sorunları, her zaman olduğu gibi ilgili ve yetkili makamların görüp tahlil edememesi…
Geçtiğimiz günlerde “1 Milyon Öğretmen 1 Milyon Fikir” adlı dahiyane! projesini tanıtmak için kameralar karşısına geçti Milli Eğitim Bakanı…
24 saat ulaşılabilir bir bakan olacağını, kurdukları yazılımda sorun yaşayan her öğretmenin kendisine ve ilgililere 7/24 ulaşabileceğini anlattı kendince…
Vatandaş olarak bakanımızın şahsiyeti ve iyi niyetinden şüphemiz yok evelallah…
Ama şu soruyu sormak da hakkımız bence…
30 kişilik dahi olsa her sınıfta en az 5 tane dili, yaşam tarzı ve anlama biçimi farklı öğrenci girmiş okullara…
Öğretmenler dilini bile bilmedikleri çocukları bir yandan dersin akışını bozmamaları için meşgul etmeye çalışırken diğer yandan bu ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz körpe beyinlere birşeyler öğretmeye çalışıyor, tabi elden geldiğince…
Derslik, materyal ve müfredat kısıtlamalarının üzerine bir de sınıfında aynı dili bile konuşamadığı öğrencileri olan öğretmen, durmadan gelişen teknoloji ve eğitim yöntemlerinin gerisinde kalmamak için hizmetiçi eğitim faaliyetlerine katılmak istiyor…
Yani “ÖĞRETMEN EĞİTİLMEK İSTİYOR” ve bu faaliyetler tasarruf tedbirleri gerekçesi ile iptal ediliyor…
Tasarruf edilecek başka bir israf kalemi yokmuş gibi…
Öğretmenin fikri çok önemliymiş gibi davranan bakanın bunlardan haberi var mı acaba?
Eğitim faaliyeti iptal edilen hangi öğretmen bakanına ulaşabildi veya ulaşmaya cesaret edebilen oldu mu acaba?…
Aslında ulaşılması gerekir mi onu da bilmiyorum…
Yani tek işi memleketin eğitim sistemine nefes aldırmak olan bir kurum ve başındaki zat-ı muhteremin…
Yahu böyle olmaz, eğitim vereceğimiz yabancı uyruklu öğrencileri sınıflara dağıtmadan önce hiç olmazsa 1 yıl süre ile uyum ve dil eğitimine tabi tutalım, Hizmet içi Eğitimleri iptal edeceğimiz yerde sarayın elektrik giderlerini kısalım demesi mümkün değil mi…
Çılgın ve aslında hiiiç gerçekleşemeyecek olan projelerin sadece hazırlık aşamasına milyar dolarlar döküyoruz milletçe…
Kaynağı sorulduğunda HİBE denilen uçakların yakıtlarına da bir o kadar katkımız var ne yazık ki…
Ve bütün bunlar ortada iken son 16 yılın Milli Eğitim Bakanlarından biri şöyle şikayet ediyordu, sanki sorunu çözecek olan benmişim gibi…
Mülteci akını başlamadan evvel bile eğitim sorununun çözülmesi için 1 milyon 400 bin derslik ve 600 bin öğretmene ihtiyaç varmış…
Ama şimdiki bakan da dahil olmak üzere bu güne kadar hiç kimse şu sarayın 1000 odasını derslik yapalım,1 milyon 399 bin dersliğe ihtiyacımız kalsın diyemedi mesela…
Ben vatandaş olarak bakana hem olağan hem de en radikal ve en uç çözüm önerilerini sundum eğer ihtiyacı varsa…
Ama onlar başka ülkede biz başka ülkede yaşıyoruz nasıl olsa…
24 saat ulaşılabilir olsa ne olur ki…
Kılık-kıyafeti uygun! olmadığı için okula giremeyen öğrenciden, bağış adı altında alınan kayıt parasından, eğitime katkı payı denilerek ödettirilen aidattan, devletin verdiği kitaplar yetersiz kaldığı için öğretmenlerin istemek zorunda kaldığı yardımcı kaynak kitaplardan, liyakat bakılmadan yapılan idareci ve yönetici atamalarından söz etmenin bile anlamı yok maalesef bu şartlar altında…
Eeeee!!!!
Ortaya karışık demişsin başlığında ama “hiç karışık değil, eğitimi ve sorunlarını anlatmışsın işte” dediniz içinizden biliyorum…
Valla karışık mı, değil mi bilmem ama ülkenin eğitim sistemi böyle içler acısı bir halde iken…
Yalova’da 4-6 yaş grubu kız çocukları için açılan Kuran Kursu’nun açılışına katılınca önümüzdeki seçimleri “Yüz’de Bir Milyar” kazanacağını sanan bir Yalova Belediye Başkanımız var ortada…
Garibim “Sübyan Mektebi” açarsa o taraftan bakanların kendisine oy vereceklerini hesap etmiş “Yüz’de Bir Milyar” olasılıkla…
Tabii o taraftan bakanların önümüzdeki seçimlerde kendi orijinal adayları varken seçimi kazanmak için onlara şirin görünmekten başka çare düşünemeyen! birine neden oy vereceklerini “Yüz’de Bir Milyar”bir farkla düşünememiş…
Ne diyelim “Eğitim Şart” gerçekten…
Fazla da yadırgamadım hani…
Eski Ülkücüleri, İslamcıları partisine toplayınca iktidar olacağını sanan ama 9 seçimdir bunu bir türlü başaramayan bir genel başkanın gözüne girmeye çalışıyor nasıl olsa…
Ortaya karışık kadar lezzetli oldu mu bilmem ama kabul edin bu sefer iyi karıştırdım ortayı😊😊😊…
Selam ve Saygı ile…
