Ajans Yalova
Yalova'ya dair herşey!

Z KUŞAĞI’NI ANLAMAK

0 126

Yeditepe Üniversitesi’nin MAK Araştırma Şirketi ile yaptığı bir anket yayınlandı geçtiğimiz günlerde:

Gençlik Araştırması…

Adını ‘Z Kuşağı’ koyduğumuz, 90 sonrası doğumluların yaşam tarzlarını, önem verdiklerini araştıran kapsamlı bir araştırma. 

(Anket denince bizim Yalova siyaset mahallesindekilerin aklına “Önümüzdeki seçim hangi adaya oy vereceniz” şeklindeki soruyla 5 tane genci, günlüğü 100 TL’ye sokağa salan, madrabazların yaptıkları şeyler gelir. Oysa siyasette yön çizmek için en gerekli şeylerdir bilimsel anketler)

Çarpıcı sonuçlar var ankette… 

Mesela 18-29 yaş arasındaki gençlerimizin sadece yüzde 18’i mutlu, yüzde 7’si çok mutlu olduğunu söylemiş. Yaklaşık 4’te üçü mutsuz veya çok mutsuz olduğunu söylemiş. 

Yüzde 26’sı mutlu olmak için ‘para gerekir’ demiş. Yüzde 16’sı da statü veya güç. Maneviyat diyenlerin oranı ise sadece yüzde 12…

Hepsini tek tek sıralamayayım, dileyen buradan anketin detaylarına ulaşabilir. (https://tr.sputniknews.com/turkiye/202009021042764674-genclerin-yuzde-76si-yurt-disinda-yasamak-istiyor-her-iki-gencten-biri-mutlu-degil/)

Ancak daha çarpıcı sonuçlar var. Sıkı durun, özetliyorum. 

Gençlerin yüzde 12’si ahiret inancı taşımadığını söylemiş. Son yıllardaki en yüksek oran. 

Yüzde 7,7’si hiç bir dine mensup olmadığını söylemiş. 

5 vakit namaz kılanların oranı sadece yüzde 14. Haftada bir kere Cuma namazı kılanların oranı ise yüzde 39. 

Altını çizelim. Bu gençlerin büyük çoğunluğu ‘dindar nesil yetiştireceğiz’ diyen Ak Parti dışında başka iktidar hiç görmedi. Yaşı yetenler ise Tansu Çiller’i en fazla Youtube’dan arayıp kim olduğunu bilir. 

Peki niye odağının merkezine muhafazakar yığınları alan, rakibini sürekli dini konularla yerden yere vuran, neredeyse her mahalleye İmam Hatip’ler açıp ‘dindar nesil’ yetiştireceğini söyleyen, türlü türlü cemaatlere yol veren, uzmanlığına bakmadan devlet kadrolarını ilahiyat, imam hatip mezunlarıyla doldurup liyakati sıfırlayan bu iktidar döneminde gençler bu durumda?

Cevap basit; 

Ağacı kesen baltanın sapı da ağaçtan gelir. 

Yani?

Yanisi şu. Neyi siyasetin ana malzemesi haline getirirseniz onu yıpratırsınız. Siyasetin asla girmemesi gereken dini konular tam tersine siyasetin odağı olunca bırakın dindarlaştırmayı daha çok uzaklaştırıyorsunuz.

Aynı hatayı zamanında Atatürkçü kesimler yapmıştı. Bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı siyasetin malzemesi oldukça onu sevmeyen, benimsemeyen, hatta hakaret eden gruplar çoğalmaya başladı. 

Daha acıklı sonuçlara gelelim. 

18-29 yaş arasındaki aynı gençlere sormuşlar.

Yüzde 76’sı “yurt dışında yaşama fırsatım olursa giderim” demiş. Yüzde 64’ü “kalıcı olarak bir ülkenin vatandaşlığı verilirse kabul edeceğini” söylemiş. Sadece yüzde 14’ü “ülkemin vatandaşı olarak kalırım” cevabını vermiş. 

Yüzde 47’si ülkede ilk önce işsizliğin çözülmesi gerektiğini iletmiş. Yüzde 77’si işe girerken liyakatten çok torpilin önemli olduğunu savunuyor. Ve yüzde 86’sının borcu var.

Ama asıl siyaseti ilgilendiren bölüm şimdi. 

Gençlerin sadece yüzde 19’u siyasete ilgisiz olduğunu söylemiş. Öyle sanıldığı gibi apolitik değiller. Yüzde 80’ine yakını az ya da çok ilgileniyorlarmış. 

Ve asıl bomba:

Siyasetle ilgilenen gençlerin yüzde 78’i hiç bir partinin yeterli politikaları üretmediğini savunmuş. 

Yani iktidarın yanında muhalefetin de çıkarması gereken dersler var. 

İktidarın sıkıntısı şu:

Bu gençlerin hoşlandığı hiç birşeyden hoşlanmıyorsunuz. Onların yaşam tarzlarını beğenmiyorsunuz. Sosyal medyadan hoşlanmıyorsunuz. Tiktok’u sevmiyorsunuz. İşinize gelmedi mi Twitter’ı kapatmaya çalışıyorsunuz. Netflix’e sansür getiriyorsunuz. Dinlediği müzikleri beğenmiyor, giyimlerini açık seçik buluyorsunuz. 

Ve daha da önemlisi. Devlete borçlanarak okuyan, borçlanarak evlenen, borçlanarak evini geçindiren ve büyük ihtimal borçlu ölecek bir neslin en önemli sorunu olan işsizliğe çareniz yok. Çareniz olmadığı gibi biliyoruz ki gündeminizde de yok.

Muhalefetin de sıkıntısı şu:

Bu kadar mutsuz, umutsuz yığınların olduğu ülkede gençlerin en azından “Bu yapamıyorsa bari şunlar yapsın” diyebilmesi gerekir. Ama demiyorlar. Yani muhalefetin de bu sıkıntıları çözeceğine inanmıyorlar.

Oysa muhalefet bu gençleri kazanmayı iki seçimde başarmıştı.

Bir, söylemlerinin ortasına taşeron işçileri, asgari ücreti, emekli ikramiyelerini, Merkez Türkiye projesini aldıkları 7 Haziran seçimi. 

İki, gençlerin dilinden anlayan, onlara umut aşılayabilecek adaylar çıkardıkları yerel seçimler.

Ama görülüyor ki devamı gelememiş.

Son söz,

Tüm siyasi aktörler ‘Z kuşağı’nı anlamaya çalışıyor. Ama ‘Z kuşağı’nı anlamak Youtube’a video koymakla olmuyor maalesef. 











Bir Cevap Yazın

Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz. Kabul et Daha Fazla Oku