“Hayatında devletten aldığı maaş dışında 5 kuruş kazanamamış Kılıçdaroğlu’da ordan tıngırdıyor”…
Bu cümle 2 hafta önce “reis-i akp” tarafından söylendi…
Hakikaten de, Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar “Tıngırdamak’tan” başka bişey yaptığına şahit olmadık ama nasıl para kazanacaktı ki ben esas orasını anlamadım…
Müteahhit olup, devletten ballı ihale mi kapacaktı, mafya babası olup bütün muhalifleri tehdit etmesi için hapisten mi çıkarılacaktı, ya da Damat olup ülke ekonomisinin içine ettikten sonra “Bana ne ya!!! Ben artık oynamıyorum” mu diyecekti?
Adamcağız türlü fukaralıkla okuyup, bir diploma almış ve o diploma ile de bir devlet dairesine memur olup, kendi halinde yıllarca çalışıp maaş almış.
Hırsızlık yapmamış, yolsuzluk yapmamış.
Ya da al takke ver küllah yapıp, diploması bile yokken bir saraya oturmayı aklından bile geçirmemiş…
Amaca giden yolda her türlü fenalığın mübah sayıldığı bir düşünce yapısı…
Okuyarak, emek vererek, fedakarlık yaparak, rızık temin etmeyi…
Olsa olsa küçümsenecek bir davranış olarak kabul eder…
Eminim ki…
Maaşla çalışan her insan, bu tavırlarla çevresindeki Akapeliler’den dolayı epey karşılaşmıştır zaten…
Üzüldüklerini de biliyorum ama…
Namusu ile geçimlerini sürdürenlerin konuştuklarını “Tıngırtı”dan ibaret sayanlara inat…
Biraz daha tıngırdamaya devam edelim diyorum…
Biraz daha diyorum çünkü…
Ne kadar da çıkıp erken seçim yok derlerse desinler…
2021 Mart ayında Amerika’da görülecek Halkbank Davası nedeni ile 2021 yılının ikinci yarısı için bir erken seçim ihtimalini kuvvetle muhtemel olarak görüyorum…
Dünya hukuk otoritelerinin üzerinde ittifak ettiği öngörü, Halkbank’ın bu davadan dolayı çok büyük bir ceza alacağı ve en az 2 Milyar dolar ( 16 Milyar lira) gibi bir tazminat ödemeye mahkum edileceği yönünde…
Damadın istifası ile 1 lira gerileyen döviz kurunu, ekonomi ve hukukta reform yapacağız söylemi ile bile yerinde tutamayıp, tekrar yükselmesine engel olamayan iktidar…
Mart 2021’de alınacak ceza ve neticesinde uygulanacak yaptırımlar nedeni ile doların 13, euronun 15 lira olduğu bir manzara ile karşılaşınca, seçime gitmekten başka çare bulamayacaktır…
Esasın da tek başına iktidar olsalardı seçime gitmeleri gerekmezdi, Vatandaşın yüzüne otobüs kapısından bir paket çay fırlatıp, yandaş gazeteci, bürokrat ve müteahhitleri ile beraber yürürlerdi bu yollarda…
Ama FETO’dan boşalan bütün devlet kadrolarını kendi yavru kurtları ile doldurarak, doyuma ulaşmış bir arkabahçeli gerçeği var enselerinde…
Yaptığı çıkışlarla ülkemizin son 20 yılına iyi ya da kötü şekilde damgasını vurmuş arkabahçeli’den siyaset sahnesindeki son hamlesini yapmasını bekliyorum sabırsızlıkla…
Türkiye’yi 2002′ de nasıl şoka uğrattıysa, 6 ay sonra yine aynı performansı sergilemesi hiç de sürpriz olmayacak benim için…
Arkabahçeli ve partisi için fiilen iktidarda olmak önemli değildir çünkü…
Devlet kadrolarına yeteri kadar yerleşip, ele aldıktan sonra, fikren iktidar olmak her zaman fazlası ile yetmiştir onlara, bütün tarihleri bu gerçeği göstermiştir bize…
Biliyorum…
Sende ne kadar boş tıngırdıyorsun be arkadaş diyorsunuzdur ama…
Ben ne “Biden” ne de “Amerikan” hukuk sistemine dikmedim gözümü…
Elimde olsa, arkabahçeli’yi pamuklara sarıp sarmalayıp, koronaya karşı canlı kalkan olur, bugünden 6 ay sonrasına kadar gözüm gibi bakardım…
Olur muuuu, olmaz mııı…
Zaman gösterir tabii ki…
Belki, şu tıngırdama ile müneccimliğe heves ettim ve belki gereksiz bir risk aldım…
Yarın bi gün, dediklerim tutmazsa çevremdeki akapelilerin, alaycı küçümsemeleri ile karşı karşıya kalacağım…
Olsun…
Emek vererek çalışıp, asgari ücrete talim eden bir işçi ve romantik bir devrimciyim ben…
Yani zaten alışkınım o tavırlara…
Oldu olacak…
Gereksiz bir risk daha alayım da..
Anketler beni yüzde 16 gösteriyor, Millet benden parti kurmamı istiyor beyanları gündeme düşene de bir tıngırtı edeyim…
Ne olur, Acele ETME!!!
Selam ve Saygı ile…
