Geçen gün TÜİK bu yılın işsizilik rakamlarını açıkladı…
Ülkemizdeki işsiz oranı bir önceki yıla göre bir buçuk puan artarak %11.6 ya ulaşmış, eh Yalovamız da bundan nasibini biraz fazla almış galiba bizdeki oran %13.4 maalesef…
Başkanlık gelince işsizlik de bir türlü bitmeyen diğer dertlerimiz gibi bitmedi ama olsun başkanlık geldi ya siz ona bakın…
Refleks testi yapmak için çekiçle hastasının dizine vurunca hiçbir tepki göremeyen doktorlar gibi hissediyordum uzun zamandır…
Ama cidden artık son zamanlarda o ruh halini bile arar oldum…
Çünkü bırakın çekiçle dizimize vurulmasını, balyoz ile kafamızı ezseler kılımızı kıpırdatacak halimiz yok milletçe…
Tüh ya, pardon bizler zaten “yarısı doğu kökenli ve yarısı rumeli kökenli kendini ifade edemeyen ezik” insanlardık, kafamız ezilmiş çok mu?
“Celladına aşık olmuşsa bir millet
İster ezan, ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstehaktır ona her türlü zillet” demiş Ömer Hayyam…
Bu nedenle neredeyse eminim ki mevzu bahis vekilemiz hanım daha ağır hakaretler etmiş olsaydı bize mensubu olduğu parti 2 değil 3 vekil gönderirdi Ankara’ya…
Yalovalı vatandaş için pek önemli değil biliyorum ama…
Memleketimi işsizilik oranında ülke ortalamasının üzerine çıkaran nedenleri düşündüm bu hafta…
İnanın tersanelerin ve Aksa’nın ekonomik durgunluğu, şirket politikası gereği küçülmelerini bahane ederek yaptığı işten çıkarmaları görmezden geldim…
Ama 3 vardiya halinde 750 işçi çalıştıran ERSUR teksitilin göz göre göre Bilecik’e taşınmasını gözlerimi kapatsam bile burun deliklerimin görmesine engel olamadım…
Yani, anlamıyorum daha doğrusu anlayamıyorum…
Bir şehrin Ticaret ve Sanayi Odası’nın işlevi o şehrin göbeğine Milyon Liralık İdare binası mı dikmektir?
Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkan ve Yönetim Kurulu ne iş yapar?
Yahu bu memleket ülkenin en büyük 3 sanayi şehri İstanbul,Bursa ve İzmit’in tam göbeğinde, ülkenin en büyük limanlarına bir sigara içimlik mesafedeyiz, havaalanları deseniz burnumuzun dibinde yurdun en çok işleyen transit yolları şehrin içinden geçiyor…
Eyyyy Ersur Tekstil sen burayı bırakıp, taaa Bilecik’te ne yapacan demek çok mu zordu bir Ticaret Odası Başkanı için…
Yav hele bir durun bakalım biz Ticaret Odası olarak nasıl bir formül bulabiliriz sizi burada tutmak için, böyle çekip gitmeyin yaban ellere demek fazla mı duygusal olurdu?
Yada bir ilin belediye başkanı, bakın ben sizin fabrikanıza işçiler daha kolay gidip gelsinler, ürettiğiniz ürünler gideceği yere daha çabuk gitsin diye karayollarınca yapılacak yol için tek bir işaret aldığım anda, koca koca asırlık çınar ağaçlarını gözümü bile kırpmadan bir çırpıda kesmişim…
Gelin vazgeçin bu sevdadan gerekiyorsa benim 2 otobüsüm de işçi kardeşlerimi sizin fabrikaya sabah, akşam bedava götürüp, getirsin de hem ben bir sosyal belediyecilik yapmış olayım hem de size yardımımız olsun da işçi kardeşlerimin ekmek kapısını götürmeyin buradan deseydi suç mu sayılacaktı acep…
Ya, her seçim döneminde parti parti dolaşıp kulis yaptırarak kendilerine adaylık teklifleri getirten, kelli felli kanaat önderlerine ne demeli…
Gidip Ersur’un kapısını bir iki kez çalıp “Hayırdır gardaş bi yanlışımızı mı gördünüz” demek sonra da eğer ihtiyaç varsa gönül köprüleri kurmak, bir hayıra vesile olmak genel kanaat’e ters mi düşerdi?
Hatta belki fazla şey istemiş olacağım ama kusura bakmasınlar (isterlerse baksınlar) iktidar partisinin iki vekilinden biri kalkıp, biz kendini ifade edemeyen ezik bir halkın vekiliyiz siz bu halkı ekmeksiz bırakırsanız olmaz ya! hani küçük bir ihtimal de olsa belki gelecek sefer bize oy vermeyebilirler, o yüzden gelin size biraz da iktidarımızın himmetinden faydalanarak ne gibi kolaylıklar sağlayabiliriz burada kalmanız için bunu bir konuşalım deselerdi bugün ki tablo ile karşı karşıya kalınır mıydı?
Kendimi tanıtırken dediğim gibi tek hobim ya DÜŞÜNMEK…
Bu kez sadece burun deliklerimle gördüğüm halde, taşınmasının yol açacağı Katma Değer Kaybının farkına bile varamamış Şehrimizin sözde sahiplerini düşündüm…
Ne yapim seviyorum işte suç sayılacaksa bile düşünmeyi…
Eğitim, Kültür, Spor, Sanat ve Turizm alanında hiçbir ortalamaya yaklaşamadığı halde,
İşsizlikte olduğu gibi Sahipsizlikte’de ortalamanın üstünde olan, hatta yeni rekorlarını beklediğim Memleketimi düşündüm…
Ne yapim seviyorum işte sahipsiz olsa bile memleketimi…
Ve “İsterseniz sizde gelin beraber gidelim Bileciğe” önerisi karşısında Ekmek ile Memleket arasında tercih yapmak zorunda bırakılan 750 işçi ile ailelerini Düşündüm…
Ne yapim Seviyorum İşte hiçbir zaman haklarını alamamışlarsa bile İşçileri…
Selam ve Saygı ile…