Bağımsızlığına düşkün bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak , İSTİKLAL Marşımızın her zaman ayrı bi yeri olmuştur bende.
10 kıtasındaki her satırın tekrar tekrar okunması ve üzerinde saatlerce düşünülmesi gereken bir baş yapıttır çünkü.
Hem İstiklal Marş’ına olan düşkünlüğüm hemde sersem tavuk gibi ne tarafa gideceğini bi türlü kestiremeyen muhalefete karşı psikolojik üstünlüğü tekrar ele alan iktidarı görünce o marşın ilk kelimesinden esinlenerek bir şeyler söylemek istiyorum bugün.
Hem Kılıçdaroğlu’na hem de onun şahsında tüm Chp’lilere!
Korkma!!!
Çık Millet İttifakı’ndan!
Çoktaaaaaaaan anlamıştık zaten!
Ne İmamoğlu ne Mansur!
Cumhurbaşkanı adayımız sen olacaksın.
Bu yüzden zemin geniş olsun diyorsun…
Seçilemezsem bile hiç değilse % 43- 44 oy alayım da tarihe bu şekilde geçeyim derdindesin.
Eğer 2.tur’a kalırsa iktidarın her şeyi göze alarak 2.tur seçimi yaptırmayacağını biliyorsun.
Türkiye’de demokratik ve senin kazanacağın bir seçimin normal şartlar altında yapılmayacağını sen de görüyorsun.
O yüzden ne kadar çok dostum olursa o kadar iyidir diyorsun.
Aday olmana da mücadelene de, düşündüklerine de, soyuna da, sopuna da, karakterine de itirazımız yok!
Hiç olmadı zaten!
Seni yetersiz görenler biz değil iktidardı.
Ve sen hep bu hesapları yapıp dost kazanmaya çalışırken onları her zaman haklı çıkardın.
Kızgınlığımız da, kırgınlığımız da bundandı.
Bak ne oldu Ekmeleddin’e?
Ve bak ne yaptı Arkabahçeli bu memlekete?
Son yerel seçimlere kadar, hep yanlış kararlar hep yanlış adımlarla adeta ekmeğine yağ sürdün iktidarın.
Ama yeter artık!
Korkma!!!
Şu Akşener kamburunu sırtından taşıyıp yerel Seçimlerde sana esas katkıyı veren HDP’yi daha fazla uzaklaştırma kendinden.
Aç Balıkesir yerel seçim sonuçlarına bi daha bak!
Akp : % 47.60
İyi Parti: % 46.50
Hdp: % 1.30
Hdp aday göstermeyip, İyi parti adayına oy verse, Balıkesir bugün muhalefetin başka bir belediyesi olacaktı.
Zira yerel seçimlerden önce belediye başkanları Saray hükümeti tarafından görevden alınan 3 şehirden biri idi Balıkesir.
Ankara’yı ve İstanbul’u hem de söke söke Chp alırken Akşener’in inadına teslim olarak verdiğin Balıkesir’i hangi farkla kaybettiğini gör artık!
Mehmet Ağar döneminde icat edilen Beyaz Toroslar vahşetinin, kendi bakanlığı zamanında da devam ettiğinin farkına varamayan ve bir sürü faili meçhul cinayetin yöntemi olan bu uygulamayı durduramayan bir İçişleri Bakanı’dır Meral Akşener.
Bu olumsuz geçmişine rağmen Hdp, kin gütmeden, pazarlık etmeden sadece ve sadece şeffaflık ön koşulu ile ittifaka girmeyi kabul ediyor ama İyi Parti duvarı ile karşılaşıyor.
Ördürme bu duvarı daha fazla…
Bir dost eğer senin başka dostlar edinmene engel oluyorsa ya da başka dostlarını sana küstürüp uzaklaştırıyorsa
O dostun sana faydadan çok zararı var demektir.
Kim bilir belki Hdp İyi Parti’nin de içinde olduğu bir ittifaka girmekle, Kandil’den ne kadar farklı olduğunu göstermek istiyordur.
O fırsatı esirgemiş olmuyor musunuz onlara sırtınızı dönerek!
Akşener’in Başbakanlık hayaline destek olurken Hdp’nin Kandil güdümünden kurtulmasına destek olamamanın acısı çıkar sandıkta.
Ekmeleddin’e, Arkabahçeli!ye, hatta Serok Ahmed’e gösterdiğin hüsn-ü zannı niye esirgiyorsun bunlardan?
Korkma!!!
Terörist deseler bişey olmaz çünkü zaten diyorlar…
Vatan haini deseler de bişey olmaz, çünkü onu da diyorlar zaten.
20 yıl’dır, Çapsız Kemal, Soysuz sopsuz Kemal, Çarkçı Kemal, Bay Kemal, aklına ne gelirse dediler, diyorlar ve sen ne yaparsan yap demeye devam edecekler.
Sen bi adım at, yeterliliğini göster, kaliteni ortaya koy ki biz arkandan yürürken çıkıp, rahat rahat…
Bu ülkede Feto’ya ne istediyse verdinizde, sonu ne oldu…
Reza Zarrab’ı, Rıza Sarraf yapıp Türk Bayrağı önünde Tayyip Belgeseline demeç verdirttiniz de ne oldu,
Sedat Peker’i Kahraman diye Miting Meydanlarına sürüp kan banyoları yaptırıyordunuz da ne oldu,
Tosuncuklara, Kokainmanlara, Bitcoincilere, bu memleketin insanlarını dolandırtıp kendi payınızı cukka ettiniz de ne oldu,
Habur’a Seyyar Mahkeme kurduruttunuz da ne oldu,
HDP milletvekillerini çağırıp, İmralı’ya ayrı, Kandil’e ayrı heyetler gönderdinizde ne oldu,
Oslo’da terör örgütü Pkk’nın sözde Avrupa Temsilcileri ile masaya oturdunuz da ne oldu,
6-7 Eylül hendek olaylarından sonra bile, Amerika emir verince Pkk militanlarını konvoy halinde sınırımızdan içeri sokup, Urfa’da lahmacun ısmarlayarak Kobani’ye gönderdiniz de ne oldu,
Süleyman Şah Türbesini kaçırırken IŞİD’e mazotu bitmiş tank bıraktınız da ne oldu,
Bu HDP, sizinle Dolmabahçe sarayında oturup boy boy resim verirken iyiydi de şimdi mi kötü oldu,
diyebilelim hep bir ağızdan…
Bizlerin arasında , bu söylediklerimi korkmadan, bedel ödeyerek, canını ve malını hiçe sayarak söyleyenler elbette var ama, önümüzde yürüyecek olan lider, bunları Millet Meclisinde, Basın Toplantılarında, Miting meydanlarında tekrar tekrar , bağıra bağıra , üstüne basa basa söylemedikçe yetmiyor , olmuyor ve ancak kısıtlı bir kesime duyurabiliyor sesini…
Bu söylediklermi, anlatmak hepimizden önce senin görevin Kılıçdaroğlu.
Çünkü sen Ana Muhalefet partisinin liderisin, Kılıçdaroğlu
Atatürk’ün koltuğunda oturuyorsun, Kılıçdaroğlu…
Sadece kimin koltuğunda oturduğunu kavramak bile korkmamak için yeter de artar insana.
Atatürk’ün Yunan Kralı’na bile savaştan sonra nasıl nezaketle yaklaştığını anlatıp Atatürk böyle yapmışken biz kim oluyoruz da, 1000 yıldır aynı topraklarda yaşadığımız ve aynı kaderi paylaştığımız bir halkın, siyasi temsilcisi olduğunu iddia eden anayasal bir partiyi bu kadar ötekileştirip, böylesine yokmuş gibi davranıyoruz diyebilmelisin.
Dermisin, demez misin, dedirtirler mi bilemem
Cumhurbaşkanı adayı olmayı kafana koymuşsun.
Bunları demeden hakkaten aday olabilir misin onu da bilemem.
Ama Korkma!
Bunları demeden de eğer adayımız sen olacaksan, rakibinden daha dürüst, daha naif ve daha insancıl olduğun için yine seninle arayacağız istiklalimizi.
Fakat sadece BİZ, yeter miyiz sana onu hiç bilemem…
Selam ve saygı ile…
