Çıkar ortaklıkları öyle ortaklıklardır ki ömür boyu devam etmesi gerekir, yoksa her iki ortak da rezil olur.
Sevgiyi, saygıyı ve vefayı biliriz biz, çıkar için hiç kimse ile bir ömür geçirmeyiz, elhamdülillah…
Bizler, süreç içerisinde kurdukları tüm ortaklıklarda, her iki tarafın da ne kadar sefil ve ne kadar rezil olduklarını hep biliyorduk ama
Hamaseti kullanarak, kendi kitlelerine, bizi öyle aşılmaz bir şekilde ötekileştirmişlerdi ki sözümüzü dinletemedik…
İşte son günlerde ortaya çıkan Sedat Peker videoları sadece bu açıdan önemli…
Çünkü o kitle Sedat Peker’i dinler.
Çünkü, daha düne kadar küçük reis’leriydi onların.
Çünkü, yıllardır kafa patlatmamıza rağmen onlara ulaşacak dili biz bi türlü bulamamıştık.
Çünkü
“Küçük reis” gibi “ulan’lı, lan’lı, bağıra, çağıra ,şerefsiz ve pezevenk” kelimelerini kullanarak cümle kurmayı akıl edememiştik.
Mesela, 40 yıl geçse de ülkenin İçişleri bakanına “Süslü sülooo” diye hitap etmeyi aklımızdan bile geçiremeyiz elhamdülillah.
Bu nedenle izlenme rekorları kırarak dinliyorlar ve dinledikçe devletin ne hale düştüğünü, hükümet edenlerin ne kadar çürümüş olduğunu kendi içlerinden birinin sözleri ile görüyorlar.
Önceki yazılarımı okuyanlar bilir.
Kendisinin de dediği gibi mevcut iktidarımız, devletin tüm olanaklarını ayaklarına serip, palazlandırırken de ben o’nun vahşi, sadist bir psikopat olduğunu söylüyordum, bugün de aynı noktadayım.
Yani izlenme rekorları kırarak anlattığı meseleler bize değil bizzat onlara elhamdülillah.
Yıllar içerisinde, karşı durmaya çalışarak anlattığımız, yapmayın etmeyin sonu iyi olmaz dediğimiz ne varsa sanki bizlere inat yapıyormuş gibi gösterip ama gerçekte kendi gizli ajandalarının maddelerini birer birer uygulamak üzere hayata geçirdiler.
Önce, Oslo görüşmeleri, Habur mahkemeleri, Megri megri’ler ve çözüm süreci tiyatroları ile Pkk ile masa kurdular.
Ama aynı zamanda irtibatta bulundukları uyuşturucu baronları tarafından güzergah sıkıntıları dile getirilince hiçbir gerekçe göstermeden devirdiler o masayı.
Kamuoyuna devletin al-i menfaatleri ile ilgili birkaç demeç verip milliyetçilik üzerine iki nutuk atmak yetecekti ne de olsa.
Akil Adamlar da unutuldu, Şivan Perver konserleri de silindi hafızalardan.
Öteki tarafsa zaten adı ile malum tescilli terörist oldukları için ne deseler dinletemezlerdi…
Arkasından
Ergenekon ve Balyoz heyyulalarını yaratıp,
Başta ordu kademeleri olmak üzere bütün bir devleti, sonradan haşhaşi diyecekleri Feto’ya teslim ettiler…
Uzun zaman iyiydi araları.
Ortakların birine “hoca efendi hazretleri”, ötekine “usta” demeyene kötü gözle bakılırdı toplumumuzda.
Biz ise ikisine de hiçbir zaman öyle demedik “elhamdülilah”
Yukarıda bahsettiğim, bu iki adi ortaklığın hizmet ettiği tek bir maksat ve makam vardı.
Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığı.
İkincisinde de araya yine para girdi…
Çünkü, her iki tarafın da gayesi vatan, haraç mezat satılırken, bu işten olabildiğince kazançlı çıkmaktı.
Şimdilerde de çirkin pazarlıklarla kurdukları ve hiçbiri memleket ile millet menfaatine olmayan birçok ortaklıkları var.
Yeri geldikçe anlatıyorum bu ortaklıkları.
Hatta çoğu zaman ben ve benim gibilerin anlatmasına gerek kalmadan, menfaat birlikteliklerinin sona ermesi ile kendiliğinden ortaya çıkıyor rezillikler.
Bugüne kadar şahit olduklarımız yetmedi diyenlerdenseniz Allah ömür verirse, kim bilir daha ne rezilliklere şahit olacağız hep beraber.
Yakındır devletin kadrolarını ele geçirmek hevesi ile bütün bu rezaletler gözlerinin önünde olup biterken, görmemek için kafalarını başka tarafa çeviren arkabahçeli ve yavrukurtları da kurdukları seçim ortaklığının yükü altında ezilip kim bilir neleri neleri anlatarak bozacaklar ortaklığı.
Ve bu ortaklık bozulunca seçim olacak.
Şu ana kadar yayınlanan videolarda geçen olaylar doğru ki hiçbiri ses edemiyor ve ezberleri o kadar bozuldu ki yayın yasağı bile getiremiyorlar.
Söylenenlerin doğru olup olmadığı ayrı mesele ama bütün o videolar içerisinde öyle bir tespit yapmış ki adam bence meselenin tam da bam teli orası.
100 yıl düşünsem böyle bir müptezelin bir tespitine hak vereceğimi düşünmezdim ama ne diyim.
“Adam dillerinden anlıyor”…
“Çocukken yaptığımız mahalle maçlarında topu ben aldım diyerek kaptan olan yeteneksizleri ve para verdiği için aldığımız koladan fırt çektirmeyenleri bi yerlere getirdiniz, Meclis üyesi yaptınız, İlçe Başkanı yaptınız” diyor.
Gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız tam da bu tip provakatörler.
Atatürk ilkelerinden uzaklaşan, terör örgütleri ile işbirliği yapan Chp diyecekler, sizi sömürmeye devam etmek için.
Sakın haaa!!! kulak asmayın…
Çünkü, siz doğru durdukça eğri belasını bulacak elhamdülillah…
Chp’li olmanız gerekmez ama Millet ittifağına Hdp’yi ima ederek çamur atmaya çalışanlara.
“İmralı Canisi” imzası ile mektup getirenleri hatırlatmaktan imtina etmeyin ,onların düz ova milliyetçisi olduğunu bilin.
Hdp ile şeffaf bir ittifak kurmak utanılacak birşey değildir.
Çünkü o parti de yasal bir siyasi partidir.
Ama kırmızı bültenle aranan terörist Osman Öcalan’ı Devlet Televizyonuna çıkarmaktır, asıl utanılması gereken demeyi ihmal etmeyin.
Dertlerinin kendi pisliklerini örtmek olduğunu unutmayın!
Feto ve Peker tipi şahsiyetler tıpkı Tosuncuk, Pudra Şekeri ve Bitcoin’ci şahsiyetler gibi her zaman ezeli ve ebedi düşmanımızdı elhamdüllilah.
Bu embesiller, milyon tane teröristin 98 yılda veremediği kadar zarar verdiler cumhuriyete.
Hepsinin tek ortak noktası ise mevcut iktidarın sağladığı imkanları kullanarak bu zararı vermiş olmaları.
Üst düzey hükümet yetkilileri, bakanlar ve milletvekilleri ile boy boy fotoğrafları, videoları ve karmaşık ilişkileri var.
Bizimse, yürüyen merdivene ters binmek hariç utanılacak bir videomuz yok elhamdülillah…
Bunları ben söylüyorum zaten ama sizler de söyleyin artık, çünkü haklısınız…
Bu yazımda, hiç haz etmesem de gözden düşen, bir organize suç örgütü liderinin ülke gündemine bomba gibi düşen hezeyanlarını konu edindim…
Muhalif görüşleri nedeni ile türlü bedeller ödeyen, toplum ve devlet aygıtı eli ile baskı altında hissetiği için zaman zaman fikirlerini söylemekten, anlatmaktan eylem haline getirmekten utanan, sıkılan, çekinen arkadaşlarıma ibret olsun diye yaptım bunu…
Emin olunuz ki bu ülke de sol ve sosyal demokrat ilkeler ışığında yaşamını sürdüren hiçbir insan bunlar kadar rezil ve utanılacak duruma düşmedi elhamdülillah…
Milliyetçilikten dem vurup, millet, gözlerinin önünde inim inim inlerken.
Sırf “kendi çıkarları” hürmetine durumu idare edenlerden olmadık elhamdüllilah…
Ve işte öyle bir zaman gelip çattı ki
15 Temmuz sonrası, ecel korkusu yaşamış olmanın psikolojisi ile “Rabbinin affına” sığınanlar, bugün de iktidardan olma korkusu ile açlığa ve sefalete mahkum ettikleri esnaftan helallik alma peşine düştüler…
Ülkemin naif, sıradan, kendi halinde ve helalleşmeyi seven, küçük bir esnafının kızı olarak hakkımı elbette helal edeceğim ama…
“HAKKIMI ALDIKTAN” sonra elhamdülillah…
Selam ve Saygı ile…
