Mahalli seçimlerde adayların en önemli söylemi ‘En iyisini ben yaparım, en iyi ben yönetirim, işin ehli benim’ laflarıydı. Geçmişte böyle söylemlerde bulunanları da gördük, şimdikileri de görmekteyiz. Daha 6 aylık yöneticilik zamanıyla tabii ki kimseyi fazla eleştirmeye kimsenin hakkı yok. Fakat geçen süre sarfında olumlu hiçbir adım atmayanlardan gelecek aylar, yıllar içinde bir şey beklemek hayalcilikten öteye geçmez sanırım. Çevresinde bulunan birkaç zümrenin memnuniyeti, tüm halkın memnun olduğuna da gelmiyor. Kendisini destekleyenlerin kalbini kıran, başına geçtiği kurumda hayal kırıklığı yaratan, elle tutulur bir tek başarılı çalışmaları olmayan seçilmişleri de övmek, bence bu şehre ihanet olur.
Seçilen başkanlara birkaç soru soralım; halk sağlığı için ne gibi çalışmalar yaptınız? Görev alanınızı kapsayan yerde temizlik ne durumda? Şehir içi yollar, kaldırımlar, trafik için ne projeleri başlattınız? Seçim dönemlerinde her saat gezdiğiniz esnafı seçildikten sonra kaç kez ziyaret edip bilgi aldınız? Önemsiz konulara gösterdiğiniz hassasiyetin kaçını şehrin önemli konularına gösterdiniz? Seçim öncesi eleştirdiğiniz hangi olumsuzluğa çözüm buldunuz ya da o konuda çalışmalara başladınız? Şehrin dilenci sorununu ne zaman gidereceksiniz? Seçildikten sonra partiniz ya da eğer varsa ekibinizle iletişiminizde nasıl bir yol aldınız? Arkadaş, eş, ahbap istek ve görüşlerine göre mi koltuğunuzda oturuyorsunuz? Liyakate ne kadar önem verdiniz? Seçildiğiniz şehrin, ilçenin, beldenin görev sürecinizde ne hale getireceksiniz? Bir plan, projeniz var mı? Kararlarınızı günlük menfaatlere göre mi, yoksa geleceğe göre mi alıyorsunuz? Gençlik, kadınlar, yaşlılar, esnaflar, şehrin gelişimi için 6 aylık dönemde ne gibi adımlar attınız? Tasarruf tedbirleri söylemleri altına sığınıp hiçbir iş yapmamak size etik geliyor mu? Seçilirken bildiğiniz halde hala borç edebiyatını sürmeye devam edecek misiniz? Sağlık, sanayi, turizm, kültürel konularında, alt yapıda neleri yaptınız, neleri engellemeye çalıştınız? Seçimde sonraki süreçte ziyaretler, düğünler dışında yaptığınız bir iş var mı?
Bu konuları daha da arttıra biliriz. Kısaca; ‘neden seçildiniz, sizi seçenlere verdiğiniz sözleri tuttunuz mu ya da tutabilecek misiniz?, kendinizi gerçekten başarılı buluyor musunuz?’ Sorularına verilecek cevaplar halkı da memnun edecektir. Yalova ve çevresinde gezip ve halkla konuşursanız hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı mutsuzluğun baş aktörü. Fakat aynı durum belediye çalışmaları için de geçerli. Ülkenin ekonomik durumu, tasarruf tedbirleri diyerek hiçbir çalışma yapmamak seçilenlerin vicdanlarını rahatsız etmelidir. Siyasi olmak, yalancı olmak anlamına gelmez, sözünde durmamak anlamına hiç gelmez. Halka sadece ekonomiyi örnek vererek koltukta gün geçirmek, sadece kendi ve yandaşlarının cebini doldurmak o işin ehli olduğunu göstermez. Üniversite bitirmek, her konuyu ‘ben bilirim’ diyerek yüzüne gözüne bulaştırmak ve güvensizlikle görevi sürdürmek şehre yapılacak en büyük ihanettir.
Evet 6 aylık süreçte belediye yönetimlerini tam eleştirmiyoruz, genelleme yapıp geçiştiriyoruz. Ancak yıl tamamlanınca yine bir çaba yoksa, hangi partiden olursa olsun yönetimlere ağır eleştiriler yapmak bu şehirde yaşayanların başlıca görevidir. Yalova’da 14 belediye ve il genel meclisinin çalışlarını yakından takip edip çalışmalarını halka duyuracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yalova gibi küçük bir şehirde kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ve menfaat sağlayıcı planların bilinmeyeceğini düşünenler varsa, iki kişinin bildiğinin sır olmadığını anlamasını öneririz. Halk olarak 6 aylık gerçek çalışmaların ne olduğunu, sözle değil, icraatla görmek istiyoruz. Seçilenlerden ‘kim ehil, kim değil’ artık öğrenme zamanı gelmiştir.