Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Zülküf Işık, hastaların sık sık sorduğu soruları Ajans Yalova YouTube kanalında yanıtladı.
Havaların soğumasıyla beraber akıllara gelen grip aşısı hakkında konuşan Dr. Işık, bu aşıların Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapıldığı yıl içinde beklenen tiplere karşı geliştirildiğini kaydetti. Grip aşısı yapımına özellikle Eylül ay itibarıyla başlanabileceğini belirten Işık, Ekim, Kasım ayları gibi grip sezonu başlamadan önce aşılama yapılması gerektiğinin altını çizdi. Işık açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Aşının koruyu etkisi yaklaşık iki hafta sonra başlar. İnfluenza salgınından önce yapılması uygundur ancak hastayı herhangi bir zamanda da yakalarsak grip aşısını öneririz. Özellikle kronik akciğer hastalıkları olanlara grip aşısını öneriyoruz. Burada kronik akciğer hastalıkları olarak nitelendirdiğimiz grup KOAH, astım hastaları ve özellikle KOAH alevlerinden koruyu etkisi olduğu bilinmektedir.”
Dr. Zülküf Işık, influenza aşılarının özelliklerine de değindi. Işık, “Ülkemizde tetravalan dediğimiz her iki influenza tipini de içeren influenza A ve B tipini içeren yeni nesil aşılar uygulanmaktadır. Daha önceden tribalan denilen aşılar uygulanıyordu ama bu bütün dünyada uygulamadan kaldırıldığı için ülkemiz de bütün dünyayla eş düzeyde Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği tetravalan 4 tip aşı içeren aşıyı kullanmaktadır” dedi.
Grip aşılarının etkinlik süreçleri hakkında da kısa bir bilgilendirmede bulunan Dr. Işık, bu sürecini 6-8 ay arasında değişiklik gösterdiğini belirtti. Işık, “Sonbahar aylarında tek doz uygulanması yeterli gelecektir. Aşı tedavisi kas içinden hazır enjektörler şeklinde uygulanır. Koruyucu süresi 6-8 ay kadar sürebilir yani bizi bir influenza salgını patladığı Aralık-Ocak aylarından Mart-Nisan aylarına kadar bizi korur” diye konuştu.
Dr. Zülküf Işık, aşıların kimlere yapılamayacağını da açıkladı. Buna göre, önceden grip aşısı olup ciddi bir alerjik süreç geçiren, yumurta sarısına karşı alerjisi olan, daha önceden bilinen başka bir aşı türüne alerjisi olan kişilere kontrollü bir şekilde uzman doktorun kararı ardından yapılaması gerektiğini vurguladı.
Işık, aşının yan etkilerini ise şu şekilde sıraladı:
“Lokal ve sistematik yan etkiler olarak ikiye ayrılır. Lokal etki, aşı vurulan bölgede kızarıklık, kaşınma, kabartı şeklinde olabilir. Sistematik etkiler ise yüzde 1’den daha az ve lokal grip etkisi şeklinde görülür. Vücut kırgınlığı, halsizlik ve ateş şeklinde olabilir. Çok nadiren sistemik alerjiler de yapabilir.”
Işık, grip aşılarının korona virüse karşı koruma özelliği bulunmadığını da vurguladı. Işık, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından geçen yıl geliştirilen influenza tiplerine karşı bir aşı planlanır ve uygulanır ama gribin tek nedeni influenza değildir. influenza en ağır seyreden grip tipidir. Bunun dışında farklı virüslerle de biz grip olabiliriz ama bunlardan koruyuculuğumuz yok” dedi.
Işık, hak arasında sık sık karıştırılan nezle, grip ve zatürre hastalığını da kısaca anlattı. Nezlenin daha çok soğuk algınlığı semptomlarıyla ortaya çıktığını belirten Işık, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Kırgınlık, ateş, hafif burun akıntısı, kızarıklık şeklinde ortaya çıkar. Eğer bunlara sistemik bulgular eklenirse vücut kırgınlığı, yaygın ateş, halsizlik hissediyorsanız o zaman influenza yani gribiniz var demektir. Eğer üzerine bakteriyel enfeksiyon eklenmişse bu akciğerlerde zatürre şeklinde ortaya çıkabilir. Eğer immün durumuzun zayıf ise bu aşama bakteriyel enfeksiyona zatürreye kadar ilerleyecektir. Bu yüzden bizim bir yerde grip aşılarıyla immün sistemimizi uyarmamız gerekli. Yani bir gribiniz var bu grip ilerleyip ağırlaşıp bakteriyel enfeksiyona dönüşmeden önce bizim aşılamamız gerekli. Kimlere? Kronik hasta olanlara, yaşlılara, risk grubunda olan kişilere öncelikli olarak grip aşısı uygulamamız gerekir. Bunu eczanelerden temin edip en yakın sağlık kuruluşunda yaptırabilirler.”
