Yalova Mimarlar Odası Başkanı Cevathan Yiğittürk, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, imar barışının kaçak yapılaşmanın önünü açtığını belirterek “Af kapsamına girip ruhsat sahibi olmaları, o yapının güvenli olduğu anlamına gelmemektedir” uyarısında bulundu.
17 Ağustos Marmara Depremi’nin 19. Yıldönümü sebebiyle bir açıklama yapan Yalova Mimarlar Odası Başkanı Cevathan Yiğittürk, modern hayata geçişle birlikte depremin korkulu rüya olduğunu kaydetti.
“Bilinmelidir ki depremden değil de yaşamımızı sürdürdüğümüz “modern” evimizden korkmalıyız. Bunun da müsebbibi bizleriz” diyen Yiğittürk, “Yüzyıllar önce Romalı mimar ve mühendis Vitrivius’un bir yapıda mutlak surette bulunması gerektiğini düşündüğü üç özellik ‘’kullanışlılık, sağlamlık, güzellik’’ sözündeki “sağlamlık” vurgusu hala geçerliliğini şiddetle korumalıdır. Ama ne yazık ki ‘’modern’’ evlerimizde bu ilke birilerinin daha zengin olması için en geri plana atılmıştır” dedi.
Kentsel rantın yıllardır iktidarlar tarafından hızlı bir sınıf atlama aracı ve vaadi olarak kullanıldığına değinen Yiğittürk, şöyle devam etti:
“Bu süreçte zengin olmak umuduyla sürekli telaş içinde yaşayan bu çoğunluğun kentlerimizi düşünecek hali yoktu. Birçok kesim amacına ulaştı da. Bugüne kadar da kentlerin büyümesinden toplumun büyük kesimi şu ya da bu şekilde yararlandı. Gecekondulaşma dahil olmak üzere büyük bir kaynak paylaşımının sahnesi oldu şehirlerimiz. Kuralsızlık kaçınılmazdı. Zira rant ekonomisinin mantığı kural tanımamak üzere kurulmuştu zaten. Oturdukları toprağın rantını birkaç kat yükseltmek isteyen insanlar, daha fazlasının olabileceğine inanmaya, bunun yollarını zorlamaya başladılar. Neden mi? Çünkü biliyorlardı ki yasalar değişir, af çıkar, enformel bir yapı birkaç tanıdığın vasıtasıyla kolaylıkla alınıp satılabilir bir değere dönüştürülür”
Avrupa’nın 10 katı müteahhit var
Sadece İstanbul Ticaret Odası’na kayıtlı 60 bin müteahhit olduğuna dikkat çeken Cevathan Yiğittürk, tüm Avrupa’da bu sayının 23-30 bin olduğuna dikkat çekti. Tüm Avrupa’nın 10 katı sayıda müteahhidin ülkemizde bulunduğuna dikkat çeken Oda Başkanı Yiğittürk, “Pekala bu güruhun yüzde kaçı Vitruvius’un “sağlamlık” vurgusunu dikkate aldı, alıyor? 17 Ağustos tarihinden ders aldık mı? Falcı olmaya gerek yok, hatırlatmakta fayda var. Ülkemizden ve uluslararası uzmanların incelemelerine göre, önümüzdeki 30 yıl içerisinde büyük bir deprem yaşanması ihtimali oldukça yüksek. Fayın bulunduğu adres ise Marmara Denizi. Gölcük’ten çok daha yakın ve yıkıcı etkisi belki de daha şiddetli olacak. Acil eylem planlarının olup olmadığını biliyor muyuz? Şu anki verilere göre kurtarma faaliyetlerinin kesin gecikeceği yönündedir. Afet anında toplanma alanlarımız oluştu mu? Kısacası ‘’iletişim ve ulaşım’’ hususunda 19 yıl içerisinde ne kadar yol aldık? Halen ülkemizdeki yapı stokunun %60’ı kaçak durumundadır, içinde yaşayanların ve çevreleri için hayati tehlike oluşturmaktadır” diye konuştu.
Ruhsat, güvenli yapmaz
Yiğittürk, imar barışına da değinerek şunları kaydetti:
“Ülkemizde epeyce popüler olan ve ‘’imar barışı’’ olarak ilan edilen ancak özünde kaçak yapılaşmanın önünü açan bu yasal düzenlemeye karşı da vatandaşların çok dikkat etmesi gerekir. Af kapsamına girip ruhsat sahibi olmaları, o yapının güvenli olduğu anlamına gelmemektedir. Yapıları güvenli yapan unsurlar, mühendislik, mimarlık, bilim, bilgi ve birikiminin uygulamasıdır. Yukarıda bahsettiğimiz, kuralsızlıklarla yapılan, yani kanun ve yönetmeliklere, doğa ve çevreye aykırı ve en mühimi de yeterince mühendislik hizmeti almamış; depreme dayanıklılık bağlamında risk oluşturan yapıların devlet eliyle meşrulaştırılıyor. Bir nevi kural tanımayanlar taçlandırılıyor. Bir kez daha altını çizmek isteriz ki; Yağmur, fırtına, yoğun kar yağışı ve depremler birer doğa olayıdır. Bunlar mutlak surette yaşanmaya devam edecektir. Ancak bu doğa olaylarını toplumsal felakete dönüşmemesi tamamen bizim elimizdedir”